11 Haziran Cumartesi.......................................................Rotterdam
Saat 9,41 trenine ancak yetiştik. 11,30 gibi Rotterdam'dayız. Eşyalarımızı ilk
kez lockera kilitleyip kenti gezmeye çıktık. İnformation burosuna uğrayıp haritalarımızı
aldık. Burada modern binalar var, haritada onlar işaretlenmiş. Aslında bu değişim hoşuma
gitti. Artık farklı yapılar görmek istiyorum. Sahile doğru yürüyüp Erasmus köprüsü üzerinde yürüdük, Diğer
köprüyü de buradan gördük. Bu şehirde mimarlık bienali de var, bir sergiye girdik. Hızlıca gezip çıktık.
Küp evlerinin birini müze haline getirmişler. İçeriye girip inceledik. Yakında pazar kurulmuş, buradan
meyva alıyoruz. Hollandalıların Amerikaya ilk göçüp gittiği iskele binası şimdi otel yapılmış,
"HOTEL AMERIKA" modern binaların arasında kalmış. Dönüşte bir türk lokantasında lahmacun ve
meyve suyu aldım (4 €). pek begenmedim. Yürümeye devam ederken "Sahne-Sanat" yazısı ilgimizi çekti, içeriye
pencereden baktık, 4-5 kişi kürtçe müzik dinliyordu, bizi içeriye davet ettiler, girip konuştuk. Türkiye'den
irtica eden kürtler kurmuşlar. Bu ülkede Kürtler ve Türkler oldukça fazla. Dönüşte otobüse biniyoruz, etraf türkçe
isimli dükkanlarla dolu. İstasyonda kahve ve kek aldım (3 €).
8,42 gibi trenimize son kez biniyoruz. 1 saat sonra Amsterdam Central Station'dayız. İstasyona yakın
olan hostelimize yerleşiyoruz. Benim hostel kartımı burada sormadılar, mert'inkini gösterip indirimli
kaldım. oldukça kalabalık olan Odaya girip ışık yaktığım için insanlar çok kötü bakış
fırlattılar...
12 Haziran Pazar.......................................................Amsterdam
Burada hava çok soğuk, ne varsa üstüste giyindim. İnformation'a uğrayıp bilgi alıyoruz,
bize "I AMSTERDAM" diye bir kartı tanıtıyorlar. kafamıza yatıyor ve 2 günlük olanını alıyoruz
(43 €), içinde 2 motor gezisi, pek çok müze, 2 günlük metro ve otobüs ulaşımı var. Önce bir fotograf
müzesine gidiyoruz, çok ünlü fotoğraflar var. ikinci olarak Rickmuseum'a gidiyoruz, burada da ünlü tablolar var. Ama
ben kartımı burada kaybedince çok üzüldüm. Burgerking'de yemek yedikten sonra tekrar müzeye uğrayıp bulundu
mu diye sordum, malesef yok. Bana bir tane Van gogh Müze bileti hediye ettiler, 1 saatte müzeyi gezdim, bu müzeyi çok sevdim.
2 tane hediyelik kupa aldım (12 €). Akşam "Red light distric" bölgesini geziyoruz. Tabi ki ilginç geliyor,
insanlar çoluk çocuk elele geziyor. tek başına bir kız bile rahatça geziyor, Arada Esrar satıcıları
da laf atıyor. Dükkanlara girip bakınıyorum. İstanbula gidince anlatacağım ...
13 Haziran Pazartesi.......................................................Amsterdam
Bugün programımızda bot gezisi var, ben ücret ödeyerek (8 €), Mert kartı ile bindik. Hava
kapalı olduğu için pencereler kapalı. Foam fotoğraf müzesi ikinci durağımız, (6 €)
bu müzeden pek keyif almadık. sadece bina hoşumuza gitti. Mert'in Kartındaki ikinci bot gezisinide öğleden
sonra ben kullanıyorum. bana bilet alıp başka bir müzeye gitti. hava daha iyi , pencereler açık olduğu
için daha iyi oldu. Aynı rotayı ters istikamette ikinci kez gezdim. Motordan indiğimde yakında olan bir
parkı gezmeye gittim. herkes yerlerde oturuyor, bazıları özel sigaralarını içiyor. Ben gitar çalan
bir zenci gruba yakın oturup müzik dinledim, biraz da muhabbet ettik. çok kaliteli müzik yapıyorlardı. Kapanmadan
"Cave Rokinéisimli şarap dükkanına gidip arkadaşımın ısmarladığı pahalı
şarapları aldım. 500 € ile ödeme yapmak istedim, kabul etmedi. Çevrede bozduracağım hiç bir
yer de yoktu, çok fazla sahte para ortada dolaşıyormuş o yüzden sadece bankalar kabul ediyormuş, 200 €
yu da kabul etmiyorlar. Hostele dönerken evdekilere hediye çikolata aldım (7 €).
Saat 7 gibi tekrar Dam meydanına gidip fotoğraf çekiyorum. Yolda kitapları etrafa saçılmış
bir genç kız sızmış oturuyor. kimse ilgilenmiyor bile. Hostelimizin önünde de bir adam aynı durumda
uyukluyor. Bu manzaralar burada sıkça görülüyor. Üzücü!! Mert uyumuştu, uyanmış. Bu akşam doğum
gününü kutlayacağız. Ben saat 9 gibi hostele döndüm, 9 dan sonra yemek vermiyorlar. barında bira içiyoruz..
Kutlamamız bu kadar. Akşam "Red light distric" bölgesini tekrar geziyoruz. Ben daha sonra ayrılıp Dam
meydanında hareket var mı diye yürüyorum. Ama kimseler yok. Hostele dönüyorum.
14 Haziran Salı...............................................................Amsterdam
Bu gün son günümüz. Bizde çok yorulduk. Sabah eşyalarımızı toplayıp locker'a kilitledik.
Kahvaltıda bir kız tam 6 tane ekmek arası sandöviç yapıp yanında götürdü. Mert'in kartı ile
Rambrant'ın evine gittim, Siyah-beyaz karakalem çalışmaları fazlacaydı, herşey fazla kurgu gibi
geldi. Oradan Değirmen'e gittim, ama kart ile girilen bu değilmiş, bayagı bir yoldan geri dönüp doğru
olanına gittim. bu arada kartın süresi de doldu, ama içeriye aldılar. Dam meydanında 1 de Mert ile buluştuk.
Anne Frank'in evinin olduğu sokağı gezdik. Dönüş için hostelden çantaları alıp 3,10 trenine
biniyoruz, biletlerimizi önceden almıştık. 10 dk süren bir yolculuktan sonra tam havaalanında indik. Eşyaları
teslim edip yemek yedik. bütün bozuklukları kullanıp bitirdim. (15 €). 16,30 da pasaport kontrolunden geçerken
Mert sırt çantasında unuttuğu çakı yüzünden takılıyor. ben geçip onu bekliyorum. Ayrı paket
yapıp çakıyı uçaga öyle alıyorlar. Son dakikalarda ancak uçağa yine koşarak biniyoruz. Hollanda
saati ile 17,30 da corendon ile havalandık.
Türkiye'ye İstanbul Sabiha Gökçen Havaalanından indik. Biraz Freeshop ta oyalandım. Dışarıya
çıktığımda Havaş 10,30 da gitmiş diğeri 12 gibi gidecekmiş. çok geç. Mert Taksime
10 € verek corendon servisi ile gitti. Ben önce taksilere baktım. Ama çok pahalı geldi. Bostancı da Ablama
telefon edip beni almalarını söyledim. Nerde havaalanlarının altına giden metrolar demeden edemeyecegim.....
|